8 - Özgürlük On Kere (2020)




(Yayımlanmamış bir romanın parçasından)


Geldiğimde bana,

        kör kütük, tekerrür eden kısa, kendimden koparmak istediğim

Konur sokağına yapışmış baktı. 


Bana öyle bakmamasını istedim.

        Herkes Ezhel'den bahsediyor.



Kafamda tekrar ettim:

"In the room the women come and go

        Talking of Michelangelo."



Geldiğimde bana, 

        Ankara'nın üzerinden süzülerek geldiğini söyledi.

    İçimden artık depresyonu atmak istediğimi söyledim.

Sağlıklı insanlar gibi,

    bir salgın gibi bakmak istiyorum buna;

            "hepimiz öyle bakalım istiyorum," dedim.



Ankara'da gri dediklerinde, bana hep öyle gelmiyor dedim;

        Ankara'da kar, kış dediklerinde, 

beni bırakmasını istedim. 

            Ankara'daki griyse, alnımıza mıhlanmış gibi davranılıyor. 



"In the room the women come and go

        Talking of Michelangelo."



"Ercan?" yazmıştı bana gelmeden önce sadece

Keşke bana bir kere daha mesaj atsaydı dedim, Nur,

Dur, özgürlük on kere,

dişleri kanlı, hırpani pençesi doğa ile.



"Hoş geldin" dedim, çıktım Kızılay’a

Anaç, güzel tavır.

"Sana yemek getirdim" dedi.

Aklımdan ananasların heykellerini yaptıkları geçti  

            Yeni Dünya'yı keşfettiklerinde. 



"In the room the women come and go," demek istedim ona,

                sessizce,

        "talking of Michelangelo."


28 Ocak 2020


Comments

Popular posts from this blog

26 - Evimde Migren İlacı Var

21- Kaldım Böyle, Anlatamıyorum

14. 95.8