30 - Bayswater
Sevgilim,
metroya yürürken yazıyorum bunu sana,
Pinhani açtım.
"Ben nasıl büyük adam olucam" diyor
ağıl ağıl
kulaklarımda.
Uçsuz bir şehirden
büyük kentteki seni düşünmek:
Ateş sesinde dudakların
Beşiktaş'ta insanlar,
mutlu oldukları her akşam.
O akşamlarda da yanakların
yumuşacık.
Sığınmak, derdim,
Buda'dan, tanrıya; ve birden sevgine.
Avrupa'nın bana çok gördüğü tek şey
sen oluyorsun.
Sevgilim, Bayswater'a girmek üzereyim şimdi,
ve İstanbul'da duruyorum senin için.
Ekin Beril ve Pinhani dinlerken
bursiyer bir oğlan
ve Kaş'tan bir kadın
üçer saat uyuyor Şişli'de en fazla.
Hatırlamaya çalışıyorum oradaki sarını:
saçlarını lepiskadan toprağa çevrildiğinde
tekrar vurulmuştum sana.
Sevgilim,
"kimin uğruna..." diyor ayla ayla
kulağımdaki ses.
Sıra sıra dizilmiş insanlar trenin gelmesini beklerken.
Yer üstünde bir de bu durak,
güneş güzel vuruyor raylara.
Sevgilim,
trene binerken yazıyorum bunu sana.
Bir sokak uzunluğunda içi,
sağına ve soluna bakıyorum.
Ve kalabalığa girerken şimdi,
elini tutmaya devam edebileyim diye
yanımda boş bir koltuk daha
arıyorum.
23.04.2022
Comments
Post a Comment